Posts Tagged ‘çilek’

Mevsim yine çilek


DSC_0995

Çilekler en nefis halleri ile boy göstermeye başladığında bizim evde en sevilen hali çilekli bir pastadır. Hemen en sade haliyle bir çilekli pasta kotarılıverir. Kimi zaman hazır bir pasta tabanı ve krem şanti ile, kimi zaman da eğer vakit varsa ev yapımı vanilyalı bir pandispanya ile.

Çok eskiden beri uyguladığım basit bir pandispanya formülüm var, sonuç da oldukça başarılı. Çok az uğraşmalı ve ölçüleri çok pratik. Kalıbınıza göre kaç yumurta kullanmayı düşünüyorsanız şeker ve un miktarını da aynı sayıda ekliyorsunuz. Ölçümüz de Türk kahvesi fincanı. Çok pratik değil mi? Çilekli pastada krema olarak çoğunlukla sadece krem şanti kullansam da bu defa arasına pastacı kreması ve krem peynir kullandım, üstünü de krem şanti ile süsledim. Kolay cheesecake tarifimdeki kremayla çok benzeyen ara kreması çileklerle büyük bir uyum içinde oldu. Yaptığım akşam hemen yarısının bitmesi size lezzeti hakkında bir ipucu verir sanırım. Ertesi gün ise pastadan eser kalmamıştı 🙂

DSC_0990

Malzemeler : 26 cm çaplı kalıp için

Pandispanyası için :

– 3 yumurta

– 3 kahve fincanı şeker

– 3 kahve fincanı un

– vanilya

– yarım paket kabartma tozu

– 1 yemek kaşığı sıvı yağ

Pastacı kreması için :

– 1/2 litre süt

– 2 yemek kaşığı tepeleme un

– 2 yemek kaşığı tepeleme nişasta

– 6 yemek kaşığı toz şeker

– 2 yumurta sarısı

– 50 gr tereyağı

– vanilya

– 1 paket labne peyniri (200 gr)

Üstü için :

– 1 paket toz krem şanti

– 2/3 bardak soğuk süt

Süslemek ve arası için 500 gr taze çilek

Oda ısısındaki yumurtaları cam bir çırpma kabına kırın, şekeri ekleyin. Mikser ile açık sarı bir krema haline gelene kadar 7-8 dk çırpın. Elenmiş unu ve kabartma tozunu kaşık kaşık ekleyerek spatula ile karıştırın. En son bir kaşık sıvı yağı koyup karıştırın. Kek kalıbının dibine yağlı kağıt serin, kalıbı hiç yağlamayın. Kenarların yağlanmamış olması kekin iyi kabarması için bilhassa önemli. 170 derece fırında üzeri altın rengi olana kadar pişirin, fırından alıp soğumaya bırakın.

Pastacı kreması için bir tencereye 2 yumurta sarısı, toz şeker, un ve nişastayı koyun. Sütü yavaş yavaş ekleyip tel çırpıcı ile karıştırın. Ocağa alıp orta ateşte kıvam alana kadar pişirin. Ocaktan alıp içine vanilya ve tereyağını ekleyin, karıştırarak eritip yedirin. Ardından labneyi koyup kremaya yedirin. Üzerine streç film serip soğumaya bırakın.

Çilekleri yıkayıp ayıklayın, kurulayın. En güzellerini en üste süslemek için ayırıp kalanları ufak parçalar halinde doğrayın. Soğumuş pandispanyayı kalıbından çıkarın. Bir bıçak yada pasta kesici tel yardımıyla enine ikiye ayırın. Pandispanyanın alt kısmını servis tabağına alın. Pastacı kremasının yarısını üzerine yayın, kesilmiş çilekleri serpiştirin. Kalan kremadan biraz alıp ikinci kat pandispanyanın alt yüzüne sürün ve ikinci katı diğerinin üstüne yerleştirin. Kalan kremanın tamamını pastanın üzerine ince bir katman olacak şekilde sürün.

Toz krem şantiyi soğuk sütle çırpın, sıkma torbasına doldurun. Pastanın üstünü dilediğiniz gibi şanti ile kaplayın, bütün çileklerle süsleyin. Çileklerin parlaklığını korumak için bir fırça ile üzerlerine bal sürün.

DSC_0998

Buzdolabından bir kaç saat dinlendikten sonra eğer sabredebilirseniz pastamız servise hazır. Yumuşacık, tazecik pandispanyası, lezzetli kreması ve mis kokulu çilekleri ile ev yapımı çilekli pastamız çok nefis 🙂

Afiyet olsun!

Çilek soslu cheesecake


 

Uzun zamandır severek yaptığım lezzetli, pek yanılma payı olmayan, kolay ve pratik temel cheesecake tarifimi paylaşmak istiyordum. Bu temel tarif üzerinden giderek aromaları çeşitlendirmek, üstünün sosunu değiştirmek hatta içine çikolata ekleyerek farklı alternatifleri oluşturmak mümkün. İlk tarif için de çilek mevsiminde olduğumuz için yine onu seçtim. Kışın limon ve portakallı, baharda çilekli, yazın şeftali ve vişneli her zaman mevsim meyveleri ile çeşitlendirmek mümkün tarifi.

Ben “cheesecake”lerimi fazla kalın sevmiyorum. Kalınlığı yüksek bir kek için çok miktarda peynir ve krema kullanıldığından kalorisi iyice artıyor. Krema yerine zaman zaman suyu alınmış yoğurt ya da sütü sirke yada limonla kestirerek elde ettiğimiz lor da kullanılabilir. Fakat çeşitli denemelerim sonucunda gördüm ki labne + krema birleşimi bence en iyi birlikteliği sağlıyor. Klasik bir Amerikan tatlısı olan cheesecake için yurtdışında kullanılan krem peynir çok yoğun yağ içeriği olan bir peynir çeşidi. Onlardan yapılan cheesecake daha ipeksi bir kıvama ve yoğun bir tada sahip oluyor. Bizde cheesecake yapmaya müsait olan peynirler labne, lor veya krema beyaz peynir ise daha az yağlı. Belki orijinal tada uzak kalıyor ama ben seviyorum bizim peynirlerle yapılan cheesecakeleri daha hafif oldukları için. Karışıma krema ilavesi labnedeki eksik yağ oranını yükseltmeye yardımcı oluyor, kıvamı güzelleştiriyor ama yine de Amerikan versiyonundan daha hafif oluyor. Siz daha da hafif bir kek istiyorsanız tarifteki krema yerine bir bardak suyu süzülmüş, tadı ekşi olmayan bir yoğurt kullanın.

Cheesecake yaparken meydana gelen en büyük sorunlardan biri fırında pişerken kekin çatlamasıdır. Bunu önlemenin en temel yollarından biri karışımı hazırlarken çok fazla karıştırmamak, ikincisi ise çok sıcak fırında pişirmemektir. Eğer karışım mikser ile veya elle çok fazla çırpılırsa içine hava hapsolacak pişerken de bu hapsolan hava dışarıya çıkmaya çalışırken kekin çatlamasına neden olacaktır. Ben karıştırırken  Kitchen Aid’in çıpma telini değil karıştırma ucunu kullanıyorum yada mutfak robotunda kesme bıçağı takılı olarak karışımı hazırlıyorum, el mikseri kullanmıyorum. İkinci çatlama nedeni pişirme ısısı demiştik; eğer fırın ısısı fazla yüksek olursa karışım önce kenarlardan pişmeye başlayacak ve ortadan çatlayabilecektir. Bunu önlemek için cheesecake kalıbını su geçirmemesi için dıştan alüminyum folya ile sarıp su dolu bir tepsinin içine koyarak pişirmek de önerilebilir. Ama benim kendi deneyimlerime göre 160 dereceye ısıtılmış bir fırında  su banyosuna gerek olmadan 50-60 dk arasında pişirilirse hiç çatlama olmadan bir cheesecake yapmak mümkün. Cheesecake yaparken fırında fazla pişirmek de tadına kötü etki eden faktörlerden biri. En iyi kıvam üzeri kızarmadan, kalıbın kenarlarına yakın kısımları elle dokunulduğunda toklaşmış ama en ortası hala hafifçe yumuşakken fırını kapatıp, sıcak fırında bir süre bekleterek elde edilebilir. Daha sonra oda ısısına gelene kadar bekletip ardından kalıbıyla buzdolabına kaldırmak, 2-3 saat buzdolabında beklettikten sonra kalıbı açmak gerekiyor. Bir gece bekletilirse daha da iyi sonuç alınabilir.

Ne kadar da uzattın lafı dediğinizi duyar gibiyim:-) haklısınız ama ne yapayım ki eğer aklımda olanları aktarmazsam ve denerken tarif başarısız olursa kendimi sorumlu hissederim. Neyse tarife gelecek olursak;

Malzemeler: 22 cm çaplı yuvarlak bir kelepçeli kalıp

Alt taban için;

–          1 paket  burçak bisküvi

–          25 gr tereyağı  yani 1 tepeleme yemek kaşığı dolusu ( eskiden 50 gr kullanırdım ama denedim yarısı da iş görüyor doğrusu. Burada yağın görevi un haline getirilmiş bisküvileri bir araya toplayıp taban oluşturmak, pişerken gevrek halde kalmasını sağlamak)

Orta kısım için;

–          300 gr labne peyniri (bazı markaların 300 gr.lık paketleri var, diğer 200 gr.lık markalardan ise 1.5 paket kullanılabilir)

–          200 ml kutu süt kreması (1 kutu)

–          1 su bardağı toz şeker (normal su bardağı 200 ml.lik)

–          3 yumurta

–          3 yemek kaşığı mısır nişastası (kaşıklar tepeleme dolu olmayacak, silme olacak)

–          Vanilya

Üst kısmı için;

–          1 kase çilek

–          2 yemek kaşığı toz şeker

–          1 yemek kaşığı mısır nişastası

–          Yarım bardak su

Yapılışı:

Malzemelerde olduğu gibi aynı sırayı takip ediyoruz cheesecake yaparken. Önce al tabanı oluşturmak için bir paket (140 gr) burçak bisküviyi mutfak robotunda un kıvamına gelene kadar çekiyoruz. Ufak bir tencerede bir tepeleme yemek kaşığı (25 gr) tereyağını kısık ateşte yağı yakmadan eritiyoruz. Yağ eridikten sonra ocaktan alıp içine un haline gelmiş bisküvileri döküp kaşıkla karıştırıyoruz. Yağın tüm bisküvilere iyice nüfüz etmesini sağlıyoruz. Önceden yağladığımız kelepçeli yuvarlak kalıbın içine döküyoruz. Elimizle veya bir kaşığın sırtı ile sıkıştırarak eşit bir kalınlıkta tabana yayıyoruz. Bir bardağın dibi ile tüm yüzeyi bastırarak sıkıştırıyoruz. Bazı tariflerde tabanı bu haldeyken önceden ısıtılmış fırına verip 5 dk lığına pişirmek öneriliyor. Çok dikkatli olacaksanız yapabilirsiniz ama ben başka şeylere dalıp unutabileceğimden yapmıyorum doğrusu. Kalıbı buzdolabına kaldırıyorum ve iç malzemesini hazırlamaya başlıyorum.

Mutfak robotunda veya tezgah üstü mikserin karıştırma kabında önce labne peyniri ve şekeri çırpmaya başlıyorum. Homojen bir krema kıvamı aldığında kutu kremayı içine ilave edip çırpmaya devam ediyorum. Ardından yumurtaları teker teker karışıma ekliyorum. 3 kaşık nişastayı da ekleyip tamamen yedirdikten sonra vanilya ilave edip tamamlıyorum karışımı. Bütün bu işlemleri çok uzun süre çırpmadan sadece karışım homojen olana kadar yapıyoruz.

Buzdolabından çıkardığımız kalıba karışımı yavaş yavaş döküyoruz, bisküvili taban dağılmasın diye. Ardından 160 derece fırına veriyoruz. Arada gözlemleyerek 50 dk kadar sonra üzeri kızarmadan, orta kısım hala sallanır haldeyken fırını kapatıyoruz. Fırın kapağını hafif açık bırakarak 10 dk daha fırında bekletiyoruz. Daha sonra fırından çıkarıp oda sıcaklığında soğumasını bekliyoruz. Soğurken kekimiz fırından çıktığı andaki kabarıklığını kaybedip çökecektir. Endişelenmeyin normali budur. Çökme sırasında üzerine dökeceğimiz sosu taşıyacak doğal bir kenar oluşacaktır.

Üstü için bir kase çileği ufak parçalara kesiyoruz. Bir sos tenceresine aldığımız çileklerin üzerine 2 yemek kaşığı toz şeker serpip kısık ateşte pişirmeye başlıyoruz. Şeker ve ısı yardımıyla sulanıp hafifçe pişen çileklerin üzerine yarım bardak su ile ezilmiş bir kaşık nişastayı yavaş yavaş ekliyoruz. Kıvamını kontrol ederek pişiriyoruz. Eğer sos çok koyu görünüyorsa biraz daha su ekleyerek kıvamını ayarlıyoruz. Sosu ocaktan alıp karıştırarak hafif soğumasını sağlıyoruz. Ilınmış sosu oda sıcaklığına gelmiş kelepçeli kalıbının içindeki kekin üstüne döküp eşit olarak yayılmasını sağlıyoruz. Bu defa benim sosum biraz fazla olmuş, kenarlardan taştı, normalde sadece üstte kalması yeterli ve hoş olur.  Keki kalıbıyla birlikte buzdolabına kaldırıp dinlenmeye bırakıyoruz.

Birkaç saat sonra önce bıçakla kenarları kalıptan sıyırıyoruz. Ardından dikkatlice kelepçeyi açıp çıkarıyoruz. Cheesecake servise hazır:-)

Afiyet olsun!

Bizde dondurma mevsimi başladı


Tüm tatlılar seviliyor ama dondurmanın yeri çok başka ev ahalisinin nezdinde. Böyle olunca  zaman zaman hazır dondurmalara talep oluyordu. Hiç içime sinmese de engel de olamıyordum. Evde dondurma yapmanın yollarını araştırmaya başladım. İki sene önce ev tipi pratik ufak bir makine aldım. O günden beri artık dondurmalarımız ev yapımı. İlk etapta hemen başarılı oldum diyemem. Çeşitli denemeler sonucunda beni tatmin eden kıvama ve ölçülere kavuştum. Artık yaz boyunca buzluktan çeşit çeşit dondurmalarımız eksik olmuyor. Aslında makine kullanmadan aynı ölçüleri kullanarak dondurma yapmak mümkün. Sadece biraz sabır gerekiyor. Yayvan bir kaba koyduğumuz dondurma karışımını her yarım saatte bir çıkarıp çatalla yada güçlü bir mikser ile karıştırıp tekrar buzluğa koymak gerekiyor. Bu şekilde birkaç saat içince dondurmamız istediğimiz kıvama geliyor. Ama ev tipi bir dondurma makinası da büyük kolaylık sağlıyor doğrusu ve kıvamına da çok etki ediyor. Daha kremamsı, buzlanmamış dondurmalar elde etmek mümkün bu yolla. Dolayısıyla ben makinemle yapmış olduğum tarifleri paylaşacağım sizlerle yaz boyu. Motoru ve haznesi maximum 500 gr malzemeyi kaldırdığı için benim tariflerim bu ölçülerde olacak.

Başlıyoruz:-)

SADE DONDURMA

Gerçek salep kullanarak hazırladığım bu temel tarif aslında diğer pek çok varyasyonun alt yapısını oluşturacak. Dolayısıyla aktarınızdan hemen gerçek salep alıp kilerinize eklemenizi tavsiye ederim. Oldukça pahalı bir ürün ama o kadar az kullanıyoruz ki aldığınız miktar size defalarca dondurma yapmak için yetecektir. Ben sade dondurmama vanilya koymuyorum, salebin gerçek tadını ve kokusunu  örtmemek için. Eğer siz arzu ederseniz ekleyebilirsiniz. Bir başka sefer ayrı bir vanilyalı dondurma tarifi yapmak istiyorum farklı bir tarkip ile.

Malzemeler;

–          ½ litre tam yağlı süt

–          ½ bardak toz şeker

–          1 tatlı kaşığı salep

Yapılışı;

Öncelikle dondurma makinenizin iç haznesinin en az 8 saattir derin dondurucuda bekliyor olması gerekli. Ben işim biter bitmez temizleyip tekrar dondurucuya kaldırıyorum. Böylece hep elimin altında hazır oluyor. Dondurma yapmaya başlamak için sütü bir sos tenceresine koyuyorum. İçine bir tatlı kaşığı salebi ekleyip karıştırıyorum. Bu şekilde yarım saat bekliyorum. Toz salep tanecikleri şişip, yumuşuyor, süte tad ve kıvam veriyor. Yarım saat sonra ocağa aldığım sütü orta ateşte karıştırarak kaynatıyorum. Kaynadığında şekeri ilave ediyorum. Birkaç dakika daha kaynadıktan sonra ocaktan alıyorum. Salepli sütü cam bir kaba alıp soğuması için bekletiyorum. İyice soğuduğunda kabı derin dondurucuya koyuyorum. 15-20 dk da bir çıkarıp tel çırpıcı ile karıştırıyorum. Bu şekilde bir saat boyunca soğuyan sütlü karışımı tam donma süreci başlamadan ama iyice soğumuş halde buzluktan çıkarıyorum. Burada amaç malzemeyi soğutmak. Makinanın dondurucuda bekleyen iç haznesini içine yerleştiriyorum. Karıştırma aparatını takıyorum. Sütlü karışımı içine döküyorum. Kapağını karıştırma aparatına yerleştirerek kapatıyorum ve çalıştırıyorum. 20-30 dk boyunca sütlü karışımı yavaş yavaş soğuk hazne içinde dövüyor. Yaklaşık 30 dk sonunda dondurma kıvamını alıyor. Zaten bir süre sonra dondurmayı karıştıramayacak kadar yoğunlaşmış oluyor. Böylece dondurmanın olduğunu anlıyoruz. Dondurmayı spatula ile kilitli bir saklama kabına çıkarıp, kapağını sıkıca kapatarak istediğimiz zaman kullanmak üzere derin dondurucuya kaldırıyoruz. Buzlukta yarım saat bekledikten sonra yemek için mükemmel kıvamda oluyor.

ÇİLEKLİ DONDURMA

Daha önce de söylemiştim her fırsatta çilekli bişeyler yapmayı seviyorum. Dondurma yapmaya başlamışken çilekli dondurma yapmamak olmazdı elbette. Hemen faaliyete geçtik. Sordum ev ahalisine nasıl bir çilekli dondurma istersiniz, sadece çilek ve şekerden mamul tam bir meyveli dondurma mı, yoksa hafif kremalı sütlü bir çilekli dondurma mı diye. Oy kremalıdan yana oldu, ben sade meyvelisini tercih ederdim oysa. Neyse bir dahaki sefere sırf çileklisini deneriz.

Malzemeler;

–          250 gr taze çilek

–          ½ bardak toz şeker

–          50 ml su

–          100 ml kutu süt kreması

Su ve şekeri bir cezveye koyup koyu bir şurup kıvamına gelene kadar kaynattım. Birkaç damla limon ekleyip soğumaya bıraktım. Meyveli dondurma yaparken şekeri genel olarak bu şekilde kullanıyoruz. Bir ölçü şekere bir ölçü su ile bir süre kaynatarak suyunu azalttığımız şerbeti soğuttuktan sonra dondurmalarda kullanıyoruz. Bu arada temizlenip ayıklanmış çilekleri robotta çektim. Sulu bir püre bir kıvamda oldu. Cam bir kapta çilek püresi, şurup ve kremayı biraraya getirdim. Homojen bir karışım olana kadar karıştırdım. Kabı buzluğa kaldırdım. Yine her 15-20 dk da bir çıkarıp tel çırpıcı ile karıştırdım. Bunda amacımız üstten donmadan her tarafının homojen olarak soğumasını sağlamak. Karışımı bu şekilde soğutmadan makinaya koyduğumuzda istediğimiz dondurma kıvamını yakalayamıyoruz. Deneyerek bunu öğrendim. Bir saat kadar soğutulmuş karışımı yukarıda anlattığım şekilde makinaya koydum ve çalıştırdım. 30 dk sonra dondurmamız hazırdı. Aynı şekilde kilit kapaklı bir saklama kabı ile dondurucuya kaldırdım. Servis yaparken dondurma kaşığı ile alarak servis yaptım.

Piyasada çeşitli markaların ev tipi mini dondurma makinaları var. Hepsi sanırım aynı prensiple çalışıyor. Benim makinem beni idare ettiği sürece kullanacağım. Sonrasında Kitchen Aid makineme dondurma aparatı almak var hedefimde.

Umarım bilgiler faydalı olmuştur:-)

Afiyet olsun!

Çilekli kek


Aslında kek olarak tanımlamak ne derece doğru bilmiyorum. Ne tart ne de kek aslında bu tarif. Hazırlarken ikisinin arasında bir yoğunluğa sahip hamuru. Üzerine koyduğumuz taze meyveler batmayıp üstünde kalıyor ama pişerken içine gömülüp keke ıslak ve yumuşak bir doku veriyor. Çok uzun yıllar önce defterime eklediğim bu tarifi özellikle bahar ve yaz aylarında yapmayı seviyorum. Baharda çilekle başlayıp, yazın şeftali, kayısı ve özellikle kırmızı eriklerle devam ediyorum sonbahara kadar.  Tarife gelecek olursak;

Malzemeler;

– 2 yumurta

– 125 gr oda sıcaklığında tereyağı

– 1 su bardağı pudra şekeri  (200 ml lik normal su bardağı)

– 2 su bardağı un

– 1 paket kabartma tozu

– vanilya özü

– bir çimdik tuz

– 300 gr çilek

Yapılışı:

125 gr yumuşamış tereyağı pudra şekeri ile mikserde krema kıvamına gelene kadar çırpılır. Yumurtalar teker teker ilave edilerek çırpmaya devam edilir. Yumurtalar da özleşince mikser bırakılır. Öte yanda bir kapta 2 su bardağı un, kabartma tozu ve bir çimdik tuz birlikte elenir. Un karışımı ve vanilya bir spatula ile yumurtalı karışıma yedirilir. Karışım alıştığınız kek kıvamından daha koyu olacaktır. Yağladığınız dikdörtgen bir kek kalıbına kalınlığı iki santim olacak şekilde spatula ile yayılır. (ben ufak boy dikdörtgen borcam tepsi kullandım) Üzerine ayıklanmış çilekler düzgün bir şekilde yerleştirilir. (ben çok sık yerleştirmiyorum çilekler çok sulandırmasın diye ama şeftalide daha sık konabilir.) Bir çorba kaşığı şeker hafifçe çileklerin üzerine serpilir. 175 derece ısıtılmış fırında üzeri hafif pembeleşene kadar 30-35 dk pişirilir. Çıkınca üzerine  pudra şekeri serpilerek servis edilebilir. Çırpılmış taze krema da çok yakışır yanına.

Afiyet olsun!

Taze çilek soslu tatlı


 

Yılın bu zamanları gelip çilekler tezgahlarda bolca ve lezzetli haliyle yer almaya başladığında içimi mutluluk kaplar. Bence çilek de çikolata gibi mutluluk veren gıdalardan biri kesinlikle.  İyi ve olgun bir çileği ısırırken burnuma dolan lezzetli kokusu çok hoştur. Eski çilekler yok artık desek de son bir kaç yıldır lezzetli çilekler bulabilir olduk mevsiminde. Her sebze ve meyvede olduğu gibi çilek de mevsiminde güzel. Çilekler bollaştığında reçel yapma zamanı gelene kadar her tatlıda her meyve ikramımda çilek kullanmak isterim. Bu tatlı da sık sık yaptığım lezzetli ve kolay bir tarif. Can dostum Özlem’in yıllar önce bana vermiş olduğu bir reçete. Elbette profesyonel bir tatlı değil, ev hanımlarının birbirlerine verdiği hafif , kolay bulunan malzemelerle yapılan bir tarif. İkimiz de hala kullanıyoruz.

Malzemeler:

– 24 adet kedi dili bisküvi

– 1 bardak süt ıslatmak için

– 500 gr süt

– 1.5 yemek kaşığı un

– 1.5 yemek kaşığı mısır nişastası

– 8 yemek kaşığı toz şeker

– 50 gr tereyağı

– 1 limon suyu

– vanilya

Üst sosu için:

– 300 gr çilek

– 2 yemek kaşığı pudra şekeri

Yapılışı:

Sos tenceresinde un, nişasta ve şeker harmanlanır. Süt azar azar ilave edilerek topaklanmadan yedirilir. Orta ateşte çırpıcı ile sürekli karıştırılarak muhallebi kıvamına gelene kadar pişirilir. Ocaktan alınan muhallebinin içine tereyağı, limon suyu ve vanilya eklenerek iyice karıştırılır. El mikseri ile çırparak  ılınması sağlanır. Bu arada kedi dili bisküvileri süte batırılarak servis kabının dibine bir sıra halinde dizilir. Üzerine muhallebinin yarısı dökülür, düzgünce yayılması sağlanır. Kalan bisküviler süte batırılarak muhallebinin üzerine 2. kat olarak döşenir, üstüne muhallebinin kalanı dökülür.

Yıkanmış ve ayıklanmış çilekler iki çorba kaşığı pudra şekeri ile beraber rondoya konur. Çilekler bir sos haline gelene kadar parçalanır. Oluşan sos tatlının üstüne dökülür ve soğuması için buzdolabına kaldırılır. Bir kaç saat sonra dilimlenerek servis edilebilir.

Yukarıda anlattığım şekli tarifin klasik her zaman uyguladığımız şekli. Bazen ben bir iki değişiklik yapmayı da seviyorum. Servis kabına bisküvileri tek sıra halinde diziyorum. Muhallebiyi her zamanki gibi pişirip ılıttıktan sonra içine bir kutu (200 gr) labne peyniri ilave ediyorum. Homojen hale gelene kadar mikser ile çırpıyorum. Tabi daha önce muhallebiyi pişirirken şeker miktarını biraz daha arttırıyorum peyniri düşünerek. Peynirli karışımı tek kat  kalın bir tabaka halinde bisküvilerin üzerine  döküyorum. Buzdolabına kaldırıp soğuyana kadar bekletiyorum. İyice soğuyup sertleştikten sonra üzerine çilek sosunu döküyorum. Böylece kolay bir cheesecake yapmış oluyorum. Bu da farklı bir fikir, ne dersiniz?