Posts Tagged ‘yaz yemekleri’

Patlıcan parmesan


patlıcan parmesan 12

 

Okul mevsimi geldi, yaz resmi olarak bitti, sonbahar yavaş yavaş yüzünü gösteriyor. Ama ben kendimi yazdan koparmakta zorlanıyorum. Sonbahar meyve ve sebzelerine geçmeden, güzel patlıcanların mevsimi tam olarak bitmeden size güzel bir patlıcan yemeği alternatifim var. Etsiz ama protein değeri yüksek, çok lezzetli bir İtalyan mutfağı klasiği ; Patlıcan Parmesan.  Orjinalinde patlıcanların kızartılarak yapıldığı tarifi sizler için ve kendim için hafifleştirdim 🙂 Patlıcanları fırında kızartıyoruz, daha az yağlı ama lezzetinden bir eksilme olmuyor. Haydi birlikte yapalım;

Malzemeler :

– 2 adet iri bostan patlıcan

– 1 kg olgun domates

– 300 gr mozeralla peyniri

– 100 gr parmesan peyniri

– zeytinyağı

– kurutulmuş fesleğen

– 2 diş sarımsak

– 1 kesme şeker

– tuz, karabiber

Patlıcanları kaplamak için;

– 1-2 yumurta

– un

– kurutulmuş ekmek kırıntısı veya galeta unu

Patlıcanları alacalı soyun ve enine 1 cm kalınlığında dilimleyin. Üzerine tuz serpip 30 dk kadar bekletin. Patlıcan dilimlerini kağıt peçete ile kurulayın. Bir kasede yumurtayı az su ile çırpın. Bir tabağa bir miktar un koyun, diğer bir tabağa da ekmek kırıntılarını koyun. Patlıcan dilimlerini önce una, sonra yumurtaya ve en son olarak ekmek kırıntılarına bulayın. Yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizin. Üzerlerine fısfıslı yağ şişesi ile zeytinyağı sıkın. Patlıcanları ters çevirip diğer yüzlerini de yağlayın. Fısfıslı şişeniz yoksa bir fırça ile yağ sürebilirsiniz. 200 derece fırında patlıcanlar kızarana kadar yaklaşık 30 dk pişirin, gerekirse arada maşa ile patlıcanları alt üst edin.

patlıcan parmesan 1

Domates sos için domatesleri rendeleyin, tencereye alın. Bir kaç yemek kaşığı zeytinyağı ilave edin. İki diş sarımsağı ince kıyın ekleyin. Tuz, karabiber, bir kesme şeker ve bir tutam kuru fesleğen ekleyin. Orta ateşte domatesler suyunu kaybedip koyulaşana kadar pişirin.

Mozeralla peynirini ince dilimler halinde kesin. Parmesan peynirini rendeleyin. Bir fırın kabının dibine bir kaç kaşık domates sosu yayın. Üzerine bir sıra halinde patlıcanları dizin. Her patlıcan diliminin üzerine gelecek şekilde mozeralla peyniri koyun, onların üstüne hepsini kaplayacak kadar bolca domates sosu yayın. En üste parmesan peyniri rendesi serpin. Geriye kalan patlıcanları ikinci sıra olarak dizin. Aynı işlemleri sırasıyla tekrarlayarak malzemeleri dizin.

patlıcan parmesan hazırlık

 

Fırın kabını 180 derece ısıtılmış fırına koyun. 30 -35 dakika peynirler eriyip tüm lezzetler birbiriyle harmanlanana kadar pişirin. Fırından aldıktan sonra 10 dk dinlendirip servis edin.

patlıcan parmesan

 

Yumuşacık lezzetli patlıcanlar nefis erimiş mozeralla peynirleri ile bir olmuş ve üstüne bol domates sosu ve parmesan lezzeti gerçekten çok keyifli. Güzel domateslerin ve patlıcanların zamanı geçmeden deneyin lütfen.

Afiyet olsun!

 

 

Kolay patlıcanlı tepsi böreği


 

Belki geç kalmış bir tarif bu ama ne yapayım ki bu yazdan hiçbir şey anlamadım maalesef, zaman akıp geçti. Neyse ki her şey normal rutinine giriyor yavaş yavaş bizim evde.

Yaz aylarında annemin patlıcanlı böreği meşhurdur, kışın da ıspanaklı kol böreği. Kendisi gelemese bile torununa mutlaka ne yapar eder yollar. Onun elinden en güzelini yediğimiz için de doğrusu bu güne kadar el işi hamur açmalı börek yapma hevesine hiç kapılmadım. Becerim de yok bu konuda zaten, en fazla merdane ile açılan hamurları yapabiliyorum.

Son zamanlarda onun böreklerini özlediğimizde yapmak üzere pratik bir yol keşfettim. Annem börek yaparken hamurları kat kat bezeler halinde yağlar ve üçlü katlar şeklinde oklava ile açar. Pişerken bu incecik katlar çıtır çıtır kızarır. Hazır milföy hamurları da kat kat yağlanmış hamurlar olduğu için aklıma bunları incelterek kullanmak fikri geldi ve uyguladığımda sonuç son derece başarılı oldu. Tamamen aynı börek olmasa da benim yaptığım şekli ile benzer çıtırlıkta ve kolayca hazırlanan bir tarif oldu.

Malzemeler:

İç malzemesi için;

–          4 adet orta boy kemer patlıcan

–          2 adet orta boy kuru soğan

–          2 adet çarliston biber

–          3 adet orta boy olgun domates

–          200 gr dana kıyma

–          ¼ demet maydanoz

–          Zeytinyağı, tuz, karabiber

Hamuru için;

–          12 kare milföy hamuru

–          Açmak için un

–          Üzerine sürmek için biraz sıvı yağ

İç malzemesi için patlıcanların tüm kabuklarını soyun. Tavla zarı şeklinde doğrayıp tuzlu suda bekletin. Soğanı yemeklik olarak ince doğrayın. Bir tavaya biraz zeytinyağı ile birlikte alın, bir tutam tuz ilavesi ile yumuşayana kadar pişirin. Kıymayı ilave edip kavurmaya devam edin. Tuzlu suda beklemiş patlıcanları sudan çıkarıp iyice sıkın, tavadaki kıymaya ekleyin. Kıyma ve patlıcanlar birlikte pişmeye devam ederken çarliston biberleri ince doğrayıp tavaya ilave edin. Domateslerin kabuklarını soyup tavla zarı büyüklüğünde doğrayın. Yarı pişmiş kıymalı patlıcanlı karışıma ekleyin. Domateslerle birlikte orta ateşte patlıcanlar pişip, domatesler suyunu çekene kadar pişirin. Tuzunu, karabiberini ayarlayın. Eğer hafif acılık isterseniz ki bu harca çok yakışıyor biberlerin bir tanesini acı biber kullanabilirsiniz. Karışıma hiç su eklemiyoruz ve domateslerin de iyice suyunu çekmesini sağlıyoruz çünkü sulu bir harç böreğimizi ıslatacaktır. Pişen harcı ocaktan alıp içine ince kıyılmış maydanozu ekleyin soğuması için kenarda bekletin.

Yemek yapmaya başlamadan önce buzluktan çıkarttığımız, birbirine yapışık ikili kareler halinde dikdörtgen milföy hamurlarından üç tanesini (toplam 6 kare) üst üste koyun. Kolayca açabilmek için tezgahta hamurun altını ve üstünü unlayın. Milföylerin donukluğu kısmen açılmış olmalıdır, böylece merdane ile şekil verebiliriz. Fakat çok uzun süre dışarıda kalmış ve iyice yumuşamış olmamasına da dikkat etmeliyiz. Tamamen çözülürse cıvıklaşacak, şekil vermek zor olacak ve pişerken de kat kat olmayacaktır.Fırın tepsisi dikdörtgen şeklinde olduğu için hamuru tepsi büyüklüğüne gelene kadar merdane ile açın, gerekirse arada tekrar unlayın. Açtığınız hamuru yağlanmış fırın tepsisine merdane yardımı ile yayın.

Üzerine daha önce hazırladığınız patlıcanlı harcı yayın. Böreğin üst katı için aynı şekilde kalan milföy hamurlarını merdane yardımı ile açın. Açtığınız hamuru harcın üzerine serin. Alt kat ve üst kat hamurlarının kenarlarını kıvırarak birleştirin, şekil verin. Böreği keskin bir bıçak ile dilimleyin. Böreğin üstüne fırça ile sıvı yağ sürün. 200 dereceye ısıtılmış fırında güzelce kızarana kadar 40 dk pişirin.

Çıtır çıtır kızarmış ve kabarmış böreğinizi biraz dinlendirdikten sonra servis yapın. Pişmeden önce kestiğiniz için oldukça kolay bir şekilde dağılmadan servis yapabilirsiniz böreğinizi.

Bu yaz böreği içinde hem sebzesi hem eti hem de incecik hamuru ile tam bir öğün oluşturuyor. Bu nedenle biz ana yemek olarak tercih ediyoruz çay saatinden ziyade. Benim gibi sıfırdan hamur açmak konusunda beceriniz yoksa ya da daha pratik ve hızlı çözümleri tercih ediyorsanız milföyle böreği deneyin derim. Ispanaklı rulo böreği de yapar yapmaz sizinle paylaşacağım.

Afiyet olsun!

Pirinçli domates yemeği


Bazı yemekler kesinlikle anılarla ilişkilidir. Ne zaman o tadı alsanız bir anda geçmişe, birlikte o yemeği paylaştığınız anlara gidersiniz. Bu da onlardan biri benim için. Son derece sade ve kolay tarifine rağmen müthiş lezzetli bu yemek  anneannem, teyzem, annem ve benim üç nesil bir arada yediğimiz öğle yemeklerini hatırlatır sıcak İzmir günlerinde.

Aradaki büyük mesafelerin kısa süreliğine yok edildiği nadir ziyaretlerde paylaştığımız menünün temel taşlarından biridir benim isteğim üzerine. Asıl başköşe elbette anneannemin domates soslu köfteli patlıcan kızartmasınındır, bir diğeri de bol ekşili uzun bamya teyzemin yaptığı.Şimdilerde bu tatları özledikçe kendim yapıyorum onlardan öğrendiğim şekilde.

Pirinçli domates, domates yemeği veya kimi zaman tarifte ufak farklarla domates bastı yada balık uçtu isimleri alan bir Ege yemeği bu basit ama lezzetli yemek. Deniz Alphan’ın Dina’nın Mutfağı kitabında bahsettiği gibi  Türk Seferad yemekleri kültüründe de yer alan bir tarif. Yüzyıllarca aynı coğrafyaları paylaşan kültürlerin yemeklerini de paylaşmış olmaları şaşırtıcı değil.

Çocukluğumda henüz domatesler hala domates tadındayken yaz aylarında pratik hemencecik yapılıveren, yemeğiniz yoksa yarım saatte sofraya gelen bir yemekti. Domateslerin en bol ve lezzetli olduğu aylarda ana malzemesinin lezzeti yemeğin güzelliğini sağlıyor. Yoksa henüz domatesler güneşte iyice kızarmamışken veya turfanda sera domatesleriyle hiç denemeyin bile bence. Benim için ikinci lezzet veren faktör içine koyduğumuz acı yeşil biberler. Yemek piştikten sonra yarım saat dinlendirip, hala ılıkken üzerine kıyılmış maydanoz veya en son denediğim gibi fesleğen koyarak yemeniz lezzetini daha çok almanızı sağlar.

Basit bir yemek olmasına rağmen yine de dikkat edilecek noktalar var lezzeti daha yukarıya taşımak için;

Malzemeler:

– 4 iri olgun domates

– 1 büyük kuru soğan

– 3 çarliston biber

– 3 ince acı biber

– 1 kahve fincanı pirinç

– 1 kahve fincanı sızma zeytinyağı

– taze fesleğen

– tuz

Bir yemeklik soğanı ince doğrayın. Zeytinyağı ile birlikte tencereye alıp orta ateşte bir fiske tuz ile kavurmaya başlayın. Soğanları yakmadan şeffaflaşıp yumuşayana kadar pişirin. Biberlerin çekirdeklerini çıkarıp çok ince olmamak üzere doğrayın. Soğanlara ilave edip pişirmeye devam edin. Domatesleri ister kabuklarını soyup tavla zarı şeklinde doğrayın ister rendeleyin. Doğradığınız domatesleri tencereye ekleyip ateşi kuvvetlendirin. Domatesler suyunu salıp sonra yağına kalana kadar kontrollü olarak pişirin. Domatesler suyunu çektikten sonra (domatesleri iyice suyunu çekene kadar pişirmek bence önemli, böylece domates lezzetini daha çok çıkaracaktır.) yıkanmış pirinçleri ve 1 büyük su bardağı sıcak suyu ilave edin. Pirinçler pişip yemek suyunun büyük bir kısmını çekene kadar pişirin. Kalan su ne çorba ne de lapa pilav kıvamında olmalıdır, buna göre yemeğin suyunu kontrol edip pirinçler çok su çektiyse su ilave etmek gerekir. Yemek dinlenme aşamasında da su çekmeye devam edeceği için bir miktar sulu bırakmayı ihmal etmeyin. Yemeğin tuzunu kontrol edin, gerekiyorsa ilave edin. Tencereyi ocaktan alın, bir avuç fesleğeni kıyıp yemeğe ilave edin ve dinlenmeye bırakın.

Canınızın ağır yemekler çekmeği bu sıcak yaz günlerinde yarım saatinizi verip deneyin derim, pişman olmazsınız. Bu çok kolay yemeğin asıl numarasının malzemesinin kalitesinde olduğunu unutmadan olgun lezzetli domatesler, kaliteli bir zeytinyağı ve biraz emekle nefis bir öğün çıkaracaksınız emin olun. Annemin yaptığı şeklinde maydonozla aroması verilen bu yemeğe ben fesleğen kullanarak farklı bir tad kattım ve çok beğendim. Siz hangisini isterseniz kullanabilirsiniz.

Afiyet olsun!

Çıtır kabak kızartma


Bana yazı hatırlatan yemeklerden biridir kabak kızartması. Bol kalorili olsa da yaz boyunca hiç olmazsa bir iki defa yapılır. Yanında sarımsaklı yoğurtla ne güzeldir. Fakat nedense yuvarlak yuvarlak kesilmiş ve kızardıktan sonra  çıtır olmayan yumuşak kabak kızartmasını sevmem hiç. Benim yaptığım bu usulle hem çok kolay hem de çıtır çıtır kabak kızartmaları yapmak mümkün. Son derece kolay, elbette sadece bir sebze kızartmasından bahsediyoruz sonuçta ama dikkat edilecek birkaç püf noktası ile bugüne kadar hiç yemediğiniz bir sebze gibi gelecek size. Çoğunuz böyle yapıyor da olabilirsiniz ama bilmeyenler için ben bir kere daha anlatayım istedim.

Kızartma konusu açılmışken bir de kızartma yağından bahsedelim. Yazılarımda sıkça bahsettiğim gibi benim mutfağımda kullandığım iki yağım var, zeytinyağı ve tereyağı. Gerektiği her her yerde bu iki çeşidi kullanıyorum başka yağ %99 girmiyor mutfağıma. Çok nadiren bazı unlu tariflerde sıvı yağ olarak ayçiçekyağı çok çok nadiren de becel türü yumuşak margarin gerekli oluyor. Onları da zaten kırk yılda bir yapmış oluyorum. Kızartmalar için de farklı değil, onları da zeytinyağı ile yapıyorum ben.

Zeytinyağının kızartma için uygun olmadığı bence tam bir şehir efsanesi. Pahalı olduğu için kullanılmaması anlaşılabilir ama yağ yapısı olarak  sakıncalı değil kızartma için. Araştırdığım kaynaklara göre zeytinyağının yanma derecesi diğer sıvı yağlara göre daha yüksek dolayısıyla kızartma için sızma zeytinyağı bile çok uygun. Zeytinyağı asitlik derecesine göre değişmek üzere 200 derecenin üzerinde bir tütme derecesine sahip. En mükemmel patates kızartması 180 derecede kızardığına göre zeytinyağı patates kızartmak için bile uygun bir yağ. Dolayısıyla maliyetini göz önünde bulundurmazsak rahatlıkla kızartmalarınız için zeytinyağı kullanabilirsiniz. Zaten benim büyüklerim de ben küçükken hep zeytinyağı kullanıyorlardı her türlü yemekte. Sonra bir sürü bitkisel yağ çıktı piyasaya, hafif diye diye ne olduğu belirsiz yağlar kullanıma girdi evlerde. Şükür ki yavaş yavaş aslına geri dönüşler yaşanıyor.

Kabak kızartmasına dönecek olursak bu usulü sevgili kuzenim Lale’nin annesi Leyla yengeden öğrenmiştim çok uzun yıllar önce. Sayesinde hep bu şekilde pişirdim kabaklarımı. Nasıl yapıyorum;

Malzemelerim; 4 kişi için

–          4 iri sakız kabağı (diri ve sert olanları seçin)

–          1 su bardağı un

–          1 su bardağı zeytinyağı

–          Tuz

Kabakları yıkayıp dış kısımlarını incecik kazıyorum. Kabakları uzunlamasına birkaç milim kalınlığında (maksimum 5 mm) dilimliyorum.

Dilimlerin her iki tarafını hafifçe tuzlayarak birkaç dakika dinlenmeye bırakıyorum. Böylece kabaklar tuz sayesinde su salıp nemleniyorlar.

Yayvan bir kaba unu  koyuyoruz . Nemlenmiş kabakları her iki tarafını una buluyoruz ve tek tek bir tepsiye diziyoruz. Unlanmış hali ile de birkaç dakika beklemeye bırakıyoruz.

Bu sırada tavaya yağı koyup ısınmasını sağlıyoruz. Unlanmış kabak dilimleri beklerken tekrar su salıp üzerindeki unu bir nevi bulamaca döndürüyor. Bu haliyle kabak dilimlerini kızgın zeytinyağında iki taraflı altın rengi olana kadar kızartıyoruz. Kabaklar son derece çıtır bir şekilde pişiyor. Kesinlikle yumuşak olmuyor. Hatta tavadan çıktıktan sonra servise kadar da aynı çıtırlığı muhafaza ediyor. Yanında sarımsaklı yoğurtla nefis bir tabak sizi bekliyor. Deneyin derim 🙂 kırk yılda bir bişey olmaz, söz kimseye de söylemem 🙂

Afiyet olsun!