Archive for Temmuz 2014

Patlıcan beğendili enginar ve kırmızı biber


patlıcan beğedili enginar ve közlenmiş biber dolması

 

Yaz davetlerinizde sofranızı renklendirecek bir ara sıcak tarifim var sizin için bugün. Temel malzemelerimiz patlıcan, enginar ve kırmızı biber. Yazın hep el altında olan bu güzel sebzelerle son derece pratik ve lezzetli bir tabak hazırlayabiliriz. Yine kesin ölçüler vermeyeceğim, sizler kendi miktarınıza göre ayarlayabilirsiniz adetleri, ben dört adet enginar kullanmıştım.

Malzemeler:

– 4 adet çanak enginar

– 4-6 adet kırmızı biber

– 4 adet patlıcan

– 2 yemek kaşığı kadar un

– 2 yemek kaşığı kadar tereyağı

– 1,5 – 2 su bardağı süt

– Bir miktar kaşar ya da İzmir tulumu rendesi

– tuz, karabiber, muskat rendesi

– zeytinyağı

– limon

yakından enginar beğendili

Patlıcanları ve kırmızı biberleri ateşte közleyin. Biberleri terletip soyun, bütünlüğünü bozmamaya çalışarak çekirdeklerini çıkarın. Patlıcanların kabuklarını soyun, ince kıyın. Enginarları biraz zeytinyağı, limon, tuz ve şeker eklenmiş suda hafif yumuşayana kadar pişirin.

Beğendi için bir tavada tereyağını eritin, unu ekleyip kavurun. Unun rengi çok sararmadan ezilmiş patlıcanları ekleyin, kavurmaya devam edin. Bir bardak sütü ilave edin homojen hale gelene kadar karıştırın. Kaynamaya başladığında koyuluğunu kontrol edin gerekiyorsa kalan sütten azar azar kıvamı tamam olana kadar ilave edin. Tuz, karabiber ve muskat rendesi ekleyerek tatlandırın. Çok yumuşak kıvamda bir beğendi olmasın biraz koyu kıvamlı olması daha iyi olacaktır. İçine peynir rendesini ekleyip ocaktan alın ılınmaya bırakın.

Bir fırın kabına enginarları alın, her birinin içine dolduracak kadar beğendi koyun. Közlenmiş kırmızı biberlerin içlerini de beğendi ile doldurun, kaba yerleştirin. Üzerlerine sızma zeytinyağı gezdirin. 180 derece fırında hafifçe üstleri kızarana kadar 20 – 25 dk pişirin. Fırından çıkardıktan sonra 10 dk dinlendirip servis yapın.

Bir davet sofrasında güzel bir ara sıcak veya bir vejateryen öğle yemeği olarak mükemmel bir tarif bence. Deneyin derim 🙂

beğendili enginar

Afiyet olsun!

Reyhanlı Maş fasulyesi salatası


DSC_0019

Maş fasulyesi son yıllarda mutfağımıza daha sıklıkla girmeye başlayan bir ürün. Oysa Gaziantep ve civarında eskiden beri kullanılan bir bakliyat, bizler ise yeni yeni keşfediyoruz. Sağlıklı mutfak arayışları yeni lezzetlerle tanıştırmış oluyor ne mutlu ki. Maş fasulyesi düşük glisemik indeksi, yüksek protein ve lif oranıyla çok faydalı bir bakliyat. Görünüş olarak minik börülcelere benziyor, zaten bir adı da “cin börülcesi” fakat rengi koyu yeşil. Lezzeti de yeşil mercimek ile börülce arasında bir tat. Salatalar, piyazlar, çorbalar ve yemeklerde çeşitli şekillerde kullanmak mümkün. Ben çoğunlukla çorba ve salata olarak değerlendiriyorum ve çok keyif alıyorum.

Bugün reyhanlı bir salata-piyaz hazırladım sizler için, oldukça sade, kolay fakat bir o kadar lezzetli. Malzemelerde miktar belirtmeyeceğim, siz sofranız için dilediğiniz miktarda hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler :

– Maş fasulyesi

– Taze soğan

– Taze reyhan

– Taze nane

-Zeytinyağı

– Limon

– Sirke

– Tuz, karabiber

– Üzeri için beyaz peynir

Maş fasulyesini yıkayıp soğuk su ile ıslatın, suya biraz tuz atın. Bir saat ıslatılmış fasulyeleri süzün. Bol yeni su ile bir tencereye alın, az tuz ilave edin. Orta ateşte kaynamaya bırakın. Fasulyeler yumuşayıp hafifçe çatladığında süzün, bir karıştırma kabına aktarın. Taze soğan, nane ve reyhanı kıyın. Bir başka yerde zeytinyağı, limon suyu ve az sirkeyi az tuz ve karabiber ile çırparak sosu hazırlayın. Taze otlar, maş fasulyesi ve sosu birbirine karıştırın, servis kabına alın. Üzerine kırıklanmış beyaz peynir, nane ve reyhan yaprakları serperek servis yapın.

Eğer kendiniz için iyi bir şeyler yapmak istiyorsanız bu hem lezzetli hem de faydalı besine sofranızda yer verin derim. Hem kilo vermek isteyenler hem de şeker hastaları için çok uygun bir bakliyat.

DSC_0014

Afiyet olsun!

Şeflerle iftar sofrası ve Helva-i Hakani


şefler mutfakta

 

Dün akşam çok hoş bir etkinliğe katıldım. Uzun zamandır ilk defa o kadar iyi vakit geçirdim ki bunu sizlerle paylaşmadan yapamadım.

Anadolu, Osmanlı ve Selçuklu mutfaklarını derinlemesine inceleyip, geleceğe aktarılması için kayıt almak amacıyla çok güzel çalışmalara imza atan Şef Yunus Emre Akkor ve genç ekibinin hazırladığı Hasbahçe İftar Sofrasına davetliydik. Tavsiye Evi’nde Dimesin Ramazan için hazırladığı geleneksel içeceklerin eşliğinde birbirinden nefis yiyecekler tattık. En sonunda da şefimizin elinden ve birebir anlatımıyla Helva-i Hakani yapımını izledik ve afiyetle yedik.

Nefis yemeklerin yanında en güzel olanı işlerine aşık bu harika insanlarla sohbetti elbette. Yunus Emre Akkor önderliğinde Okan Üniversitesinde hem öğrenimlerine hem de eğitmenliğe devam eden Çiğdem Seferoğlu ve Umut Akcan’ı tanımaktan çok mutlu olduk. Yunus Emre şefden yemeklerin tarihi, geçmişte kullanılış şekilleri ve hikayelerini dinlerken mest olduk.

dimes iftar sofrası

Gelelim bu şık sofradaki geleneksel lezzetlere; her biri özenle hazırlanmıştı ve şefin özel çini tabaklarında sunuldu.  Şefimizin bizim için hazırlamış olduğu iftar mönüsünü aşağıda görebilirsiniz.

iftar mönüsü

Humusu ala

 

Humus-u Ala

zahter salatası

Zahter salata

bademli mastabe

Bademli mastabe

Tahmin edebileceğiniz gibi çektiğim fotoğraflar henüz yemeğe başlamadan önce olanlar. Lezzetlere kapılınca fotoğraf işi unutuluverdi 🙂 Dolayısıyle mönüdeki nefis ara sıcakların ve ana yemeklerin maalesef fotoğrafları yok. Mönüdeki hemen hemen tüm yemeklerin tariflerini de  Yunus Emre Akkor’un yakında piyasaya çıkacak kitabında bulabileceğiz.

Yunus Emre Akkor

Yemeklerin birebir tariflerini henüz alamadık ama Şefimiz bizim için uygulamalı olarak Helva-i Hakani yapımını gösterdi. Ben de özel günlerde yapabileceğiniz  bu Hakanlara layık helvanın tarifini şefimizin izniyle sizlerle paylaşacağım:

Helva-i hakani

 

 

Malzemeler :

– 1 çay bardağı un

– 1 çay bardağı pirinç unu

– 1 çay bardağı buğday nişastası

– 2 çay bardağı bal

– 6 çay bardağı süt

– 150 gr tereyağı

– 100- 150 gr kaymak

– 1 çay bardağı soyulmuş badem

Bir tencerede sütü orta ateşte ısıtmaya bırakın, içine balı ilave edin, karıştırın. Diğer bir tencerede tereyağını eritin, içine bademleri atın, biraz kavurun. Üzerine unları  (un+pirinç unu+buğday nişastası )ilave edin, kavurmaya devam edin. Rengi altın sarısı olana kadar kavurmaya devam edin. Kıvamı köpük köpük olduğunda sıcak sütü tencereye dökün, karıştırmaya devam edin. Helva sütü çekip toplanacaktır. Toparlandığında ocağı kapatın, kaymağı parça parça helvaya ekleyip yedirin. Kapağı kapatıp 5 dk dinlendirdikten sonra servis edilebilir. Servis tabaklarında üzerine bir kaşık bal gezdirerek sunun.

Şefim eğer tarifte bir unuttuğum eksiğim varsa lütfen uyarın :9

Afiyet olsun!

Bize bu güzel akşamı yaşattıkları için Tavsiye Evi’ne  de çok teşekkürler 🙂

 

 

 

Çilek soslu panna cotta


çilek soslu pannacota

Kolay bir tatlı tarifiyle devam edelim diyorum ne dersiniz?

İtalyan mutfağının tiramisudan sonra en bilenen tatlısı panna cotta’dır herhalde. Hem yapımı kolay, hem lezzetli, hem de üzerine koyabileceğiniz değişik soslarla her mevsim menünüzde yer alabilecek potansiyele sahip. Kışın üzerine karamel, çikolata veya limonlu, narenciyeli bir sos, yazın da çeşitli taze mevsim meyveleri tatlımıza kolaylıkla farklı karakterler kazandırabilir.

Klasik panna cotta tamamen süt kreması ile yapılıyor. Kremanın yağlı yapısı elbette ona müthiş bir lezzet kazandırıyor ama tarifleri hafifletmeye çalışıyoruz hepimiz bir şekilde. Dolayısıyla toplam hacimde krema miktarını azaltıp kalanını süt ile tamamlayarak karışımı hazırlamak bir alternatif. Çeşitli denemelerden sonra ben de krema miktarını epey azalttım, hatta yarıdan aza indirdim ama inanın lezzette  çok büyük bir kayıp olmadı. Hatta yağı birazıcık azaltmış olmanın gönül rahatlığı tatlımızdan daha çok keyif almamı sağladı :9

Yaza yakışır, hafif, soğuk, meyve sosuyla da ferahlatıcı bir tatlı yemeği sonlandırmak için idealdir. Ben de bu defa taze çileklerle hemen hazırlayabileceğiniz bir çilekli sos yaptım üzerine. Panna cotta’ nın ipek gibi yumuşak ve pürüzsüz yapısına hafif, mayhoş, yoğun çilek aromalı taze çilek sosu pek yakıştı. Gelin birlikte yapalım;

panna cota

Malzemeler : (4 kişilik)

– 200 ml krema (1 küçük kutu)

– 225 ml süt ( 1 büyük su bardağı)

– 45 gr toz şeker (3 dolu yemek kaşığı)

– 10 gr toz jelatin ( 1 dolu yemek kaşığı) (aktardan temin edebilirsiniz)

– 1 tatlı kaşığı vanilya özü (veya bir paket toz vanilya)

Sosu için :

– 250 gr taze çilek

– 1 yemek kaşığı toz şeker

– 1 tatlı kaşığı nişasta

Krema ve sütü bir sos tenceresine koyun, şekeri ilave edin. Orta ateşte ısıtın, kaynamadan ocaktan alın. Bir ufak kasede toz jelatini yarım çay bardağı sıcak suda eritin. Erimiş jelatini sıcak sütlü karışıma ekleyin, karıştırarak iyice erimesini ve karışmasını sağlayın. Vanilyayı ilave edin.

4 adet ufak kaseyi soğuk suyla çalkalayıp ıslatın. Karışımı kaselere paylaştırın. tatlıları buzdolabına kaldırın. 3-4 saat kadar karışım katılaşana kadar soğutun.

Ayıklanmış temizlenmiş çileklerden bir kaç tanesini serviste süslemek için ayırın. Kalanları bir sos tenceresine alın, üzerine şekeri serpin. Orta ateşte çilekler suyunu bırakıp yumuşayana kadar pişirin. El blenderi ile püre haline getirin. Nişastayı az su ile eritin, ocaktaki çilek püresinin üzerine ilave edin. Sos koyulaşıp, şeffaflaşana kadar bir kaç dakika kaynatın. Ocaktan alıp soğumaya bırakın.

Buzdolabında koyulaşıp kıvam almış tatlıları çıkarın. İnce bir bıçak ile tatlının kenarlarını kaseden ayırın. ters çevirip servis tabağına çıkarın. Dip kısmı kendini bırakmakta zorlanırsa yine bir tatlı bıçağı yardımıyla hafifçe dibini kaldırarak çıkmasına yardım edin. Tatlının üzerine soğumuş sostan dökün, taze çilek parçaları ve fesleğen veya nane yapraklarıyla süsleyerek servis yapın.

çilek soslu panna cota

Hafif, kolay, lezzetli… iyi bir tatlıdan daha fazla ne istenir değil mi?

Afiyet olsun!

Evde Ramazan pidesi ve aromatik fırın domates


ramazan iftariyelikler

 

Uzuuuun bir aradan sonra buradayım tekrar. Aile büyüğümüzün kaybı nedeniyle epey bir süre canım yazmayı istemedi. Sayfamı ihmal ettiğim düşüncesi hep kafamın içinde beni rahatsız etse de elim gitmedi. Yeni yeni tekrar bu enerjiyi ve arzuyu yakaladığımı hissediyorum. Eğer bekletmiş olduklarım varsa hepinizden af diliyorum ve elimden geldiğince çok tarifle arayı kapatmaya çalışacağım diyorum.

Tekrar Ramazan’a kavuştuk, inşallah daha pek çoklarını sağlıkla yaşarız. Ramazan benim için pek çoklarınızın olduğu gibi pidesiyle özleşmiştir. Pidesiz bir Ramazan sofrasını düşünemiyorum. Beyaz ekmeği hemen hemen beslenmemizden çıkarmış olsak da Ramazan pidesine gelince tüm kurallar unutuluyor benim için. Çocukluğumda iftara dakikalar kala evin yakınındaki fırında sıcak pide sırası beklediğim anlar hala taze zihnimde. Fırından çıkmış sıcacık pidenin elimi yakan sıcaklığına katlanmaya çalışarak koşa koşa eve gitmek, iftar sofrasına yetiştirmek, sıcak pideden koparılan bir çimdik bizim neslin ortak hatıralarıdır sanırım.

ramazan pidesi

Şimdilerde evin çok yakınında bir fırın olmadığı için fırından yeni çıkmış bir pideyi iftara yetiştirmek mümkün olmuyor ne yazık ki. Taze ama soğuk pidelerle idare ediyoruz. Şef Arda Türkmen’in La Cucina Italiana dergisinde yazdığı Ramazan pidesi tarifini görünce hemen denemek istedim. Mayalanma ve pişme süresini ayarlayınca tam vaktinde iftara sıcak sıcak pidemiz yetişti 🙂 Mutlu ve tatmin olmuş ben 🙂

Bu pideyi başka yemeklerin gölgelemesini istemediğim için yanına çok sade bir şeyler eşlik etsin istedim. Elimin altında olan güzel malzemelerle bir fırın domates yaptım. Yumuşacık ve sıcak pidemi domatesin sularına ve aromatik zeytinyağına batırdığımda hımmm harikaydı. Tariflere gelecek olursak oldukça kolay hepsi:

Ramazan Pidesi : 4 adet pide için

– 1 kg un

– 600 -650 ml su

– 100 ml sıvı yağ

– 16 gr instant  maya

– 25 gr tuz

– 75 gr toz şeker

üstü için:

– 1 yumurta sarısı

– 1 yemek kaşığı sıvı yağ

– 1 yemek kaşığı yoğurt

– susam ve çörek otu

Aromatik fırın domates :

– 2 adet Çanakkale domates

– erimeyen bir cins peynir (ben evde olan süzme beyaz peynir kullandım, sizin elinizde hangisi varsa onu kullanın)

– bir kaç diş sarımsak

– taze biberiye

– deniz tuzu

– taze çekilmiş karabiber

– sızma zeytinyağı

– fesleğen pesto sosu

– taze fesleğen yaprakları

Pide hamuru için tüm malzemeleri teraziyle ölçerek hazırlayın. Kıavamı tutturmak için bu önemli maalesef. Ben tarifi birebir uyguladım ve başarılı oldum. Eğer tezgah tipi mikseriniz varsa onunla yoksa elinizle yoğurun. Oldukça yumuşak bir hamur olacak ama sakın ilave un eklemeyin. Güzelce yoğurulmuş hamurunuzu hafifçe yağlanmış geniş bir kaba alın. Kabın üzerini streç filme kapatın, sakin bir ortamda mayalanmaya bırakın. Bu sıcak havalarda bir saat olmadan hamurumuz iki katına kabarmış oluyor. Hamuru dört eşit parçaya bölün, bolca unladığınız tezgahta elinizle hamura şekil verin. İçine pişirme kağıdı serdiğiniz fırın tepsisine alın. Parmaklarınızı hamura batırarak fazla havasını alın, pide şekli verin. Tepsi mayası için 15 dk bekleyin, tekrar kabardığını göreceksiniz. Hamurun üzerine bir kapta karıştırdığınız yumurta sarısı, sıvı yağ ve yoğurt karışımını firçayla sürün. Önceden 200 dereceye ısıtılmış fırında 20 -25 dk altın sarısı kızarana kadar pişirin. Fırından alıp 10 dk dinlendirdikten sonra servis yapabilirsiniz.

aromatik fırın domates

 

Aromatik otlu domateslere gelince; domatesleri 1 cm kalınlığında dilimleyin, fırın kabına yerleştirin. Üzerine taze çekilmiş karabiber ve az tuz serpin. Bir kaç diş sarımsağı kabuğu ile çok az vurup kabuklu halde aralara atın. Bir kaç dal biberiye serpiştirin. Her bir domates dilimi için peynir dilimleri kesip üstlerine yerleştirin. Peynir olarak isterseniz iyi cins bir Ezine peyniri veya keçi peyniri kullanabilirsiniz. Üzerine gönlünüze göre sızma zeytinyağı gezdirin ve fırına verin. 20 dk kızgın fırında domatesler hafifçe yumuşayıp peynir azıcık renk alana kadar pişirin. Bu arada ısınan zeytinyağı ve domatesler koyduğumuz bütün aromatik tatları içine çekecek ve nefis bir tat oluşacak. Fırından aldıktan sonra her bir dilimin üzerine bir tatlı kaşığı pesto sos koyun, taze fesleğen yaprakları serpiştirin. İşte nefis bir sıcak başlangıç tabağı hazır, yanında fırından yeni çıkmış pide ile bence çok lezzetli.

pide ve domates

Fesleğen pesto sosu marketten hazır alabileceğiniz gibi dilerseniz hızlıca kendiniz de hazırlayabilirsiniz. Hemen tüketilecek bir fesleğen pesto için bir mutfak robotunun içine bir demet fesleğen yaprağını koyun. üzerine 2 yemek kaşığı dolmalık fıstık, bir diş sarımasak, 2 yemek kaşığı parmesan peyniri rendesi ekleyin. Az tuz ve karabiber de ekledikten sonra robotu çalıştırın. Tüm malzemeler ezilirken robotun haznesinden azar azar sızma zeytinyağı koymaya başlayın. Karışım bir sos yumuşaklığına geldiğinde kullanacağınız pestonuz hazır. Çok da zor değil, değil mi? Yeter ki malzemeler el altında olsun. Fesleğen pesto makarnalarda, sebzelerde ve salatalarda eklendiği yemeği bir üst seviyeye taşıyan bir lezzet, denemeye değer doğrusu.

Afiyet olsun!

fırın domates ve ramazan pidesi